Keman kariyerimde kendime çıkardığım bazı dersler

Tonhalle Zürich

İlk resmi blog yazıma hoş geldiniz!

Burada keman kariyerim ile ilgili deneyimlerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Solist, orkestra müzisyeni veya bir eğitimci olarak klasik müzik alanında kariyer yapmak isteyen, toplumun her kesiminden öğrencilere, düşüncelerimi paylaşarak değerli bir şeyler sunmayı umduğumu söyleyerek giriş yapmak istiyorum.

Bence her şey geniş bir beceri ve bilgi paletine sahip olmaktan geçiyor. Eğer çok çalıştıktan, bir yerlere ulaştıktan sonra karşılığında değerli bir miras, öğrenilecek şeyler bırakmak istiyorsak, işimizde öncelikle iyi olmamızın ve genel olarak bu iş hakkında iyi bir anlayışa sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Henüz o noktaya gelmiş olduğumu düşünmesem de, ne kadar çok bilgi ve tecrübe kazanırsam o kadar mütevazı olmam gerektiğini öğrendim. Ayrıca bu blogu okuyup deneyimlerimle bağlantı kurabilecek meslektaşlarım / potansiyel meslektaşlarım olduğu için de çok mutlu ve onurluyum.

Ağustos 2021'den bu yana İsviçre'deki Zürih Tonhalle Orkestrası’nda birinci kemancıyım. Ondan önce Berlin'de Prof. Nora Chastain, Detmold'da Thomas Christian ve Mersin'de Lili Çumburidze ile çalıştım. Profesyonel orkestra deneyimim 2016-2018 yılları arasında Berlin Filarmoni Orkestrası Karajan Akademisi’nde 1. başkemancı Noah Bendix-Balgley ile çalışma şansı bulduğum iki yıllık akademi dönemiyle başlayıp, 2019/20 sezonunda kendim 1. başkemancı olarak Komische Oper Berlin'de çalıştığım dönemle devam etti. Bu angajmanlardan önce genç bir kemancı olarak birçok keman yarışmasına katıldım.

Bu yarışmalara hazırlanırken çoğunlukla keman konçertolarından virtüöz eserlere kadar uzanan solo repertuar üzerinde çalışıyordum. Hırslı bir yapıya sahip biri olarak sadece solist ve solist olmaya odaklanmıştım, ama geriye dönüp baktığımda bu zihniyet beni tam teşekküllü bir müzisyen olma yolunda bir durgunluk dönemine soktu.

Geriye dönüp baktığımda, 2016 yılında girdiğim Berlin Filarmoni Akademisi’nin seçmelerinin bu dönemi aşmak için ilk adım olduğunu söylemeliyim. Zaten birçok uluslararası yarışmada ödül sahibiydim; ancak bir grup ortamında diğer müzisyenlerle nasıl işbirliği yapılacağını ve birlikte çalışılacağını bilmek gibi önemli profesyonel niteliklerden yoksundum. Karajan Akademi'de geçirdiğim süre, Berlin Filarmoni Orkestrası'nın ve sonrasında Komische Oper'ın muhteşem müzisyenleriyle çalışmak, bu niteliklerimi geliştirmek için büyük bir şanstı.

Daha sonra bu tür deneyimlerin insanın müzikal algısını nasıl genişletebileceğini ve beni kendi kafamdan çıkarabilecek kadar güçlü olabileceğini fark ettim. Aynı zamanda, orkestra repertuarının en çok çalınan (ve daha az çalınan) eserlerinden bazılarını seslendirmenin yanı sıra harika şefleri, liderleri ve diğer başkemancıları gözlemlemenin hem kendi solo performanslarıma, hem de liderlik becerilerime büyük katkı sağlayacağının da henüz farkında değildim.

2020'deki Korona döneminde Tonhalle Orkestrası seçmelerine katıldığımda hayatımın bir sonraki bölümüne hazırdım, ve böylesine üst düzey bir orkestrada ilk kalıcı pozisyonuma, yani daha fazla sanatsal gelişme açısından hayatımın bir sonraki boyutuna geçiş kapısına ulaşmanın büyük faydalarını öngörmüştüm.

Umarım bu yazımı beğenmişsinizdir. Düşüncelerinizi benimle yorumlarda paylaşabilirsiniz.

Alican Süner

Turkish classical violin soloist Alican Süner

https://www.alicansuner.com
Previous
Previous

Bir müzik eseri nasıl çabuk öğrenilir? “İzole” vs. “bileşik” çalışma