Enstrümanlarım: Diğer Ana Kemanım – Nurgül Çomak, İstanbul 2022





Haziran 2022’de, İstanbul Müzik Festivali’nde vereceğim konser için İstanbul’a gitmeye hazırlanıyordum. O dönemde, 1700 yapımı Carlo Giuseppe Testore imzalı muhteşem bir İtalyan keman çalıyordum—bu enstrüman, Alman Müzik Vakfı tarafından bana cömertçe ödünç verilmişti. Ancak 30. yaşım yaklaşırken bu ödünç süresi sona eriyordu ve yıllar sonra ilk kez kendime ait bir kemanım olmadan kalakalmıştım.
Tam bu yolculuktan önce, Facebook’ta karşıma bir video çıktı: Nurgül Çomak, İstanbul CRR Konser Salonu’nda kemanlarını sergiliyordu ve kemanlarından biri, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası başkemancısı Özgecan Günöz tarafından deneniyordu. Kemanın sesi hemen dikkatimi çekti, zengin ve derin bir tınıya sahipti. Merakla Nurgül’e ulaştım ve İstanbul’daki ziyaretim sırasında buluşmak için sözleştik.
Yanında iki keman getirdi. Her ikisi de kendi içinde etkileyiciydi ama içlerinden birine anında âşık oldum, o kemanın benim olacağını o anda biliyordum. O günden beri benimle. Sadece bir enstrüman değil, aynı zamanda memleketim Türkiye’den yanımda taşıdığım bir parça. Nurgül’le aramızda dostluk da gelişti; kendisi sadece Türkiye’nin ilk kadın keman yapımcısı değil, aynı zamanda sıcacık, cömert ve ilham verici bir insan.
Bu keman, Stradivari’nin “Il Cremonese, 1715” modeli üzerine yapılmış. Sesi bana bir sopranoyu anımsatıyor—berrak ve rezonanslı—ama güçlü ve maskülen bir temel üzerine oturuyor. Yakın zamanda dostum Željko Haliti tarafından yapılan yeni bir eşik ve ses direği ayarı sayesinde tınısı daha da renkli ve güçlü hale geldi.
Siz modern yapım bir enstrüman mı çalıyorsunuz?
Sizce yeni enstrümanlar eski yapımlarla nasıl karşılaştırılabilir?
Yorumlarda düşüncelerinizi duymayı çok isterim!